31 Aralık 2006 Pazar

YENİ YIL& BAYRAM

Yeni yıla yaklaşık 4 saat var.. Ben evde çilek hanım ile puzzle yapıyorum :) Olsun bunada şükür... Daha kötü durumlardada yeni yıla girdim.

Ama bu sene mutlu giriyorum.. Hayatımda güzel gelişmeler var ;)


Eğlenmek sadece kalabalık bir ortamda, arkadaşlarla veya içerek olmuyor bunu öğrendim..

Önemli olan huzuru yakaladığın ortamda o kişi ve kişilerle olmak..
Benim bu konuda 2 özel seçimim olacaktı, biri olmadı.. Ailemle kaldım :) diğer seçenek olarak ..

Eskiden tüm aile toplanırdık... Ananem bugün için Nazan ablamın eline bir miktar para verip hediyaler aldırırdı. Bizde gider olur olmadık şeyleri alır paketlerdik:) Çekiliş yapılırdı. Enişteme bir keresinde margarin çıkmıştı hatta babamada ruj:)) Sonra tombala faslı.. Ne güzel günlerdi... Sıcacık,huzurlu ve mutlu.. Umarım kendi kurduğum yuvada bu sıcaklığı tekrar yaşarım ..

Bayramda biraz buruk geçiyor Çorum'dan, akrabalardan uzak... Bundan sonra böyle olmayacak :) hissediyorum...

Bu arada bugün ilk reiki uyumlamasını deneyimledim.
Muhteşem bir duygu. Bunun için Reiki eğitmenim Dilek Öztürk ' e teşekkür ediyorum.. 4 aşamadan meydana geliyor. Ben bugün Usui Reiki 1.aşamasını deneyimledim. Öğrendikçe ve deneyimledikçe anlatacağım burda.

TÜM BLOG DOSTLARIMIN KURBAN BAYRAMLARI MÜBAREK OLSUN.

VE YENİ YIL HEPİMİZE ; SAĞLIK ,MUTLULUK,HUZUR VE BEREKETİ İLE GELSİN...

Mikroplarda Hediyelik Olmuş ...

Bu kadarda olurmu dedirten cinsten.. Yinede hoş. Ben hep sevmişimdir oyuncakları:)) Mikropların bu kadar sevimli hale gelebileceklerini düşünmemiştim ama sanırım bu doktor ve biyologlar için güzel hediye olur..


1_ Adı: Ülser
Latince Adı: Helicobater pylori ; Ülsere stresin değil, mikropların neden olduğunu biliyor muydunuz?

2_ Adı : Frengi / Sifilis
Latince Adı : Treponema pallidum; Frengiye sebep olan bu ufaklık bulaşırken belki umrunuzda değildir ama sonradan epeyce canınızı sıkabilir. Neyse ki artık dizginlendi.

3_ Adı : Dizanteri/Karın Ağrısı
Latince Adı : Shigella; Şiddetli karın ağrısına yol açan bu bakteriyle eğlenmek mümkün olabilir mi? "Dev mikroplar"dan biriyse bu mümkün. Bununla birlikte bu dostumuz, kendisinden nasıl korunabileceğimizi de anlatıyor.

4_ Adı: A.I.D.S. / H.I.V
Latince Adı: Human Immunodeficiency; VirusKesinlikle kulağa hoş gelmiyor. Bu "dev mikrop" size, bu ölümcül hastalıktan nasıl korunabileceğinizi ve bu virüsün CD4 ve T-Helper hücrelerini nasıl tahrip ettiğini öğretecek!


5_ Adı :Kitap Kurdu
Latince Adı : Anobium Punctatum; Kitap okumayı seven sadece biz insanlar değiliz. Bu sevimli ufaklık, okuduğu kitapları yemeyi göze alacak kadar seviyor. Kütüphaneniz bu ufaklığı çok sevecek ancak kitaplar!?! Sanırız hayır.
6_ Adı: Öpücük hastalığı
Latince Adı: Epstein-Barr; Virus O basit bir öpücük değil!! Nüfusun 95'i bu şirin şeyle karşılaşıyor. Bu sevimli mikrobu, sevdiklerinize hediye ederek "dev bir öpücük"le onları mutlu edin.
_______________________________________________________________

Ben yinede Antworks'ü tercih ederim:)) Karıncaların günü serisinide aldımki, okurken onları izlemek fena olmazdı ..
Yaşamlarını inceleyince inançsız olmak mümkün değil!


Ve daha niceleri için TIKLAYINIZ...

20 Aralık 2006 Çarşamba

KLİP GÜZELİ ...

Çember.net sitesi forumunda gördüm bayıldım.. Muhteşem olmuş. Pisi de çok güzel...
İzleyi gözünüz gölünüz açılsın, belki birilerinin içinde sevgi uyandırır ve bir kedi daha sıcak bir yuva sahibi olur... Kimbilir...


Klip'in başrol oyuncusunun hikayesi oldukça dramatik. Bir otoban'dan karşıdan karşıya geçmeye çalışırken, bir hayvan sever tarafından son anda ezilmekten kurtarılmış. Malasef yanında ki kardeşini kurtaramışlar. Sonrada kurtarıcısı tarafından bakımı yapılıp , korumaya alınmış. Şansı yaşamı boyunca bol olsun devam etsin, klip çekilecek kadar güzel olan bu yavrunun.
Bu arada "Klip güzeli"miz sahiplendirilmiş. Onu kurtaran ve onun için klip hazırlayacak kadar değer veren kişi herhalde böyle sonuçlanmasından mutlu olmuştur.. Umarım bundan sonraki yaşamında güzel günler onu bekliyordur.

Unutmayın Çilek hanım'da sokaktan geldi ve girdi hayatımıza; ama dünyanın en cins kedilerinden farksız! Huyları,tavırları,yemek alışkanlıkları, bize karşı ilgisi,sevgisi ...

Ne olur onları sokaklarda bırakmayalım.. Sizi bekliyorlar... Her eve bir kediş...

18 Aralık 2006 Pazartesi

KUZEN ARAMIZDA ...


Duydumki kuzen blog açmış... Hemde bana haber bile vermeden :( .
Aslında bu post 1-2 ay evvel yazılmalıydı. Ama ben blog ile ilgilenemeyince ertelendi. Geç olsun ama güç olmasın değilmi ama...
Sen blog açarsın, bana hiç bişi sormazsın ve birde benden beter blogunu ihmal edersin öylemi... Yaz bakalım... Bak candostların burdan gelecekler sana ve yenilik isteyecekler ... Blog açmakla bitmiyor şekercim :)) Bu lafımı üstüme hiç mi hiç almıyorum ama..

Lakin cidden Çorum'dan da bahset bol bol.. Çorum için yaptığınız çalışmalardanda...
Güzel kalemini kımıldat biraz bizim için...
Ben takibindeyim, zaten hasretim memleketime:(

Geç te olsa HAYIRLI OLSUN BİRTANEM ARAMIZA HOŞGELDİN ...

Sen benim CANIMSIN; KARDEŞİM, CAN DOSTUMSUN!!!
İyiki varsın...

9 Aralık 2006 Cumartesi

Daha Fazla Tükenmeye Takatim Yok!

Evet taşındım ama yorumların hepsini aktaramadım henüz.
Taşındım istemesemde çünki; bir template değişikliği yapayım derken komple blogun dili bozuldu :( kızımın bahçesi mahvoldu ...
Ve ben burdayım işte...

Bir şeyler yapmak,yazmak,eklemek istesemde hayatımda içinden çıkamadığım çıkmaz sokaklardan birine daldım yine. Hiç bir şey tat vermez oldu ki kitap bile okuyamaz oldum... Bu benim için imkansız sayılan birşeydir... Kitap okumamak...
İşimi yaparkende mutlu değilim... Sanatsal çalışmalarım bir süredir durdu ama bunun tek nedeni benim içinde bulunduğum huzursuzluklar değil. eskiden baktığımda her görüntüyü,modeli,nesneyi mozaik olarak parçalar halinde görürdüm. Ama şimdi gören gözler gitti :(

Buna "tükenmişlik sendromu" deniliyormuş. Derya Baykal'ın programında Uzm.Dr. bahsetmişti bu konudan, sonra Dr.umla görüştüğümde oda aynını söyledi. hayattan zevk alamamakla başlarmış. Hayatında renk ve değişiklik olmayan insanlarda görülürmüş... Yani ben bunun için potansiyel sayılırım! Küçücük bir şehirde kimseyle arkadaşlık kurmadan, sohbet etmeden,evden işe işten eve giden benim için çok normal bir durum...

Tenis dersleri almaya başladım ama onada sadece haftada 1 gün devam edebiliyorum. Bu yenilik ne kadar etki gösterir , yeterli gelirmi bilemiyorum.

Artık internet ortamıda tat vermiyor. Ekleyemiyorum burayada yeni post lar. Bununda üzüntüsünü yaşıyorum ama elden başka birşey gelmiyor.
Tavsiyeniz varsa memnuniyetle dinlerim.
IŞIK VE SEVGİYLE...

23 Kasım 2006 Perşembe

TASINIYORUZ

taşınma işlemi bitince adresimi bildireceğim :))

sevgiler....

Gittik.. bir süre bencilek.blogspot.com da değilde zpelin.blogspot.com da ikamet ettik. ama yuvamızı çok özledik.
Buradaki teknik sorunlar çözülünce koşa koşa geri döndük efenim :)

10 Kasım 2006 Cuma

KADININ YARADILIŞI ...

Alıntıdır ...

Musevilerin, Tanrı ile insanın konuşmasını anlatan kitapları Talmud' dan alınmıştır ve şöyle biter;
''...bir kadını ağlatırken çok dikkat edin,çünkü tanrı gözyaşlarını sayar! Kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından yaratılmadı! Öyle olsaydı ezilirdi; üstün olmasın diye başından da yaratılmadı. Ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye;... ...kolun biraz altından, korunsun diye; ...kalp hizasından, SEVİLSİN diye...''

28 Eylül 2006 Perşembe

ÇORUM MANTISI VE SALATA...

İlk yemek yazım bu :)) Annemde çok özendi ve de heveslendi onun yaptığı,emeğinin sindiği tarifi yayınlayacağım için...
Çorum mutfağının Ramazanda vazgeçilmezi mantı... Ramazan ayında minimum 20 gün sofralarımıdan eksik olmaz. Mantısız ramazan mı olurmuş ya! Bizim mantımızın lezzeti başka olur,tarifide farklı; ama basit.
Salçalı Şehriye çorbası yapar gibi suyu hazırlıyoruz; suyu kaynatip içine tuz,salça,yağ ekliyoruz. Ardından mantıları ve kavrulmuş kıymamızı ekliyoruz.
Servisinde ise; üzerine yoğurt ve maydanoz ekleyip afiyetle yiyoruz ...

Diğer yörelerde mantıyı hep düz su ile haşlıyorlar ben salçasız yemeğe yemek demediğim için o şekilde pişirilmiş mantıyı sevmiyorum.
Birde bizim yöremize has diğer bi mantı çeşidide kuru mantı. Onuda en yakın zamanda yapıp blogda yayınlamak istiyorum..
Eh salatasız sofra olmaz dimi... salatayıda karışmadan seviyorum herşey öbek öbek yerleştirildiğinde servis tabağına sofra görünümüde güzel oluyor. Gözümüzde doymayacaksa ne anlamı kaldı yoksa siz sadece mideniz içinmi besleniyorsunuz :))
Eskiden ramazan davetleri verirdik Çorumdayken.. Afyon' a geldikten sonra çevremiz olmayınca haliyle davetlerde olmuyor. Verdiğimiz davetlerde çeşit çeşit yemekler yapılırdı. Birde üstüne ısrar edilirdi Allahaşkına diye diye :) şimdi ben bir tabak çorbayla bile doyuyorum, 2.çeşidi mümkün olduğunca yapmıyoruz çünki artıyo. Taze yemeyincede ne yemeğin lezzeti kalıyor nede besin değeri. En güzeli az yemek ama çeşitli yemek...
Yanında mutlaka mümkünse yağsız ama bol limonlu salata...
Afiyet olsun...

25 Eylül 2006 Pazartesi

3E TASARIM ATÖLYESİ...

El emeği, göz nuru ve bir eşi daha olmayan özel eşyalar kullanmayı seviyorsanız,
Sevdiklerinize fabrikasyon hediyeler yerine; onların kişiliğine,yaşamına,tarzına uygun hediyeler vermek istiyorsanız...
BUYRUN 3E TASARIM ATÖLYESİ 'NE....
3E TASARIM ATÖLYESİ ; Biricik dostum Ece'nin derin zekası, engin tecrübesi, muhteşem tasarım kabiliyeti ve fikirleriyle kuruldu.. Bende kıyısından köşesinden katkıda bulunmaya çalışıyorum ama asıl emek onundur :)

Atölyemiz el sanatlarına gönül vermiş kişilerin bir araya geldiği bir ortamdır.Ürünlerimiz tamamen el emeği, göznuru ile tek olarak hazırlanmaktadır. 2.si üretilmemektedir.

Aslında söylenecek çok söz var ama ben zaman kaybetmeden burdan haber vermek istedim böle bir çalışmanın varlığını.. Anlatmaya devam ederiz siz bir gezinde:)

Bir tıklayıp inceleyin derim...


Herkesi bekliyoruz...
Tesekkürler...
Isik ve sevgiyle...

KULLANMADIĞINIZ AYAKKABILAR İŞE YARASIN !!!

Haydi güzel yürekli , çocuk seven dostlar, dostlar haydi... ;
Eski ayakkabılarınızı bir torbaya doldurun "BETA" firmasının mağazalarına teslim edin! Karda kışta yoksul bir cocuğun üşüyen, ıslanan, ayaklarını yenisini alamasanızda kullanmadıklarınızla ısıtın...
Bu yardım çalışmasını yapan UMUT COCUKLARI DERNEGINE ve BETA firmasının sayın ilgililerine ve BU CAGRIYA KATILACAK OLAN GUZEL INSANLARA TESEKKUR EDIYOR, SAYGILAR SUNUYORUM...
Kullanmadığınız ayakkabıları toplamaya başladı iseniz , gereken adresler aşağıdadır... Daha detaylı bilgi için 0212 671 40 71 no'lu merkez telefonumuzdan ulaşabilirsiniz.

31 Ağustos 2006 Perşembe

VE TEKRAR MERHABAAA!!!

Sonunda burdayım... Oh yaa :)).. hep başla pelin dedim durdum ama ne mümkün araya hep birşeyler girdi... Pazar günüde ehliyet sınavınıda verdiğimde sanırım baya bi rahatlamış olacağım ..
Hepinizden çok çok özür diliyorum ne ziyaret edebildim, ne de buraya bişiler karalayabildim. Ama sanmayınki umursanmıyorsunuz... Yavaş yavaş ziyaretlerimede başlayacağım:) çok yavaş olmayacak tabi...

Bu arada bendeki değişimide bi görün istedim :))) fark nasıl ama ... 2 ayda oldu bu değişim...
sırrını isteyenlerle paylaşabilirim...


Artık toparlanıyorum... hayata gülen gözlerle bakmaya çalışıyorum 4 senelik sıkıntı gam,keder, bi tarafa artık :))karamsarlık yok bundan sonra ...
4 yıldır veremediğim kilolarımada veda ettim artık :))
Eski pelin oluyorum sanırım:P

Sağlıcakla kalın...

27 Temmuz 2006 Perşembe

ÖZÜR...

Gönlü güzel arkadaşlarım benim...
Çok yoğun bir iş temposuna girdiğim için ne bloğuma ne de sizlere vakit ayırabiliyorum... Eve geldiğimde kendimi zor yatağa atıyorum :( tabiki bedenen olanan yorgunluk değil sorunum işin stresi mahvediyor asıl... CNR EXPO Mermer ve Doğal Taş teknolojileri fuarına hazırlanıyoruz.. Allah yardımcım olsun diyecek bişi yok.. bakalım alnımızın akıyla çıkalımda altından ayrıntıya girmeden kısa ve öz olarak özür diliyorum...

Lütfen mazur görün beni...
Sevgilerimle , Dostçakalın...

19 Temmuz 2006 Çarşamba

SARI ŞEKER'E YUVA ARANIYOR !!!

Maşallah... O kadar güzel ki herkesin ruyalarını süsleyebilecek derecede :)) Mutlaka içinizden biri ona sahip olmak ister değil mi :))
Dünya güzeli sarı şekere, Yuvasını onunla paylaşacak bir aile arıyoruz. Yaklaşık 4 aylık. Erkek. Aşıları, parazit tedavisi var. Acaip akıllı veoyuncu.
0 533 529 16 51

16 Temmuz 2006 Pazar

SÖYLEMEYE ZAMANI OLMAYANLARA

Kuzen Meryoş'tan gelen bir mail.. Hoş bir ifade,fırsatı olamayanlara...

_Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet. Yüreğini elime koyduğunda anladım...
_''Sana ihtiyacım var, gel!'' diyebilmekmiş güçlü olmak. Sana ''git'' dediğimde anladım...
_Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek. "Git" dediklerinde, gittiğimde anladım...
_Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan, Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım...
_Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman olmak. Gerçekten pişman olduğumda anladım...
_Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş. Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış. Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım...
_Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi. Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım...

CAN YÜCEL

11 Temmuz 2006 Salı

NASIL KAFA SAYISI KADAR DÜŞÜNCE ÇEŞİDİ VARSA ,
KALP SAYISI KADARDA SEVGİ ÇEŞİDİ VARDIR !!!
TOLSTOY

POZİTİF YAŞAMAK & MUTLU OLMAK

Sabah sol gözümde bir ağrı ve biraz kanla uyandım. Öğleden sonra soluğu doktorda aldım. Dünya tatlısı bir doktor. İlk bakışta çözdü derdimi.
"Direnç kaybına bağlı iltihaplanma..." , "Sorun gözünde değil aslında..." dedi doktorum.
".... baktığın yerde .....Hep karanlığa bakmaktan Feri sönmüş gözlerinin. Yılgın düşmüşsün. Yorgunluk mikrobu, seni gözünden vurmuş". Bu teşhisin ardından öyle bir reçete yazdı ki dostlar basına:
"Pozitif düşüneceksin. Hayata sımsıkı sarılacaksın. İşinden kafanı kaldırıp sevdiklerinle vakit geçireceksin. Kendine yeni heyecanlar yarat. Sev, ki hücrelerin yenilensin. Sana enerji vermeyecek hiç kimseyle de birlikte olma..."
CAN DÜNDAR

4 Temmuz 2006 Salı

BİR BABADAN EVLADINA 40 ALTIN ÖĞÜT

Canım babamda bana öğütlerde bulunmuştu ama hiç listelemememişti :)... Hiç aklımdan çıkarmadığım bir öğüdüde; "Okumak için farklı bi şehire gidiyorsun, bizden ayrılıyorsun. Sakın ha sakın aç kalsan dahi hiç kimseden borç alma, bir yere hesaba yazdırarak alışveriş yapma!" olmuştu...
Anneciğim Babacığım.. Beni bu şekilde yetiştirdiğiniz için çok teşekkür ederim.. Varlık içindeyken dahi her istediğimin olmaması, tutumlu olmayı öğrenmem, benim öğrencilik hayatını sıkıntısız eçirmemi sağladı... Şu andaki durumumuzdan mutsuz olmuyorsam, üzülmüyorsam sizin sayenizde... Herşeyin bizler için olduğunu, yaşamda herşeyle karşılaşılabileceğini, ama herşeyden önemlisinin önce vatan-millet sonraaile olduğunu öğrettiniz bana ! İYİKİ BENİM AİLEMSİNİZ!!! Ama her zaman söylediğim gibi ben sizler gibi çocuk yetiştirememekten korkuyorum... SİZİ ÇOK SEVİYORUM!!! Size teşekkür edeceğim çok konu var aslında ama şimdilik bu kadar :)
1-Ucuz araba kullan ama alabileceğin en iyi evi al.
2-Adam gibi üç fıkra öğren.
3-Sevinçlerini sakın erteleme.
4-Eşini çok iyi seç, çünkü bu seçim mutluluğun veya bedbahtlığının yüzde doksanını oluşturabilir.
5-Her gün dokuz dakika yürüyüş yap.
6-Her yemekten önce şükret.
7-Bir arkadaşına sırrını açmadan önce iki kere düşün.
8-Maaş çekini imzalayan kişileri asla eleştirme.
9-Kaybedecek şeyleri olmayan insanlardan kork.
10-Çocukların adalet kelimesini duyduklarında seni hatırlatacak gibi yaşa.
11-Gözünün önünde hep güzel şeyler bulundur.
12-Kendini ve başkalarını affetmesini bil.
13-Dinine ait kitabı tam anlamıyla okumak için kendine bir yıl süre tanı.
14-İlk yardımı öğren.
15-Biri seni kucakladığında ilk bırakan sen olma.
16-Her gün altı bardak su içmeyi unutma.
17-Seni seven insanları koru.
18-Zorda olsa ailenle tatil yapmak için her şeyi dene, çünkü bu tatildeki anılar hayatının en değerli anılarından biri olacak.
19-Seyahate çıkarsan cüzdanına sana ait sağlık bilgilerini , ev adresini ve telefon numaranı kaydetmeyi unutma.
20-Başarıyı iç huzura kavuştuğun sağlıklı olduğun ve sevildiğin zaman değerlendir.
21-İyi bir evliliğin iki şeye bağlı olduğunu unutma, birisi doğru insanı bulmak ikincisi doğru insan olmak.
22-Ebeveynlerini , karını ve çocuklarını eleştirmek istediğin zaman dilini ısır.
23-Sevimsiz olmayacak şekilde ayrı fikirde olmayı öğren.
24-Cesaretli ol, hayatına geri baktığın zaman yaptıkların için değil yapmadıkların için üzüleceksin.
25-Çok mükemmel bulduğun bir fikri başkasının engellemesine izin verme. >26-Keyifsizliklerini açığa vurma. 27-Evliliğini güzelleştirmek için her gün bir şeyler yap.
28-Nasıl bir duygu olduğunu öğrenmek için 24 saat kimseyi ve hiçbir şeyi eleştirme.
29-İyilik dolu bir sözü ve iyiliğin etkisini asla küçümseme.
30-Çocukların hakkında başkalarına iyi şeyler söylerken bırak onlar seni duysun.
31-Güç,sahip olduğun mallarla ilgili değildir;unutma
32-Biriyle tanıştığın zaman elini uzat ve adını söyleme , ama bil ki bunu aklın tutmayacak.
33-Kalem ve not defterlerini hep yanında taşı. >34-Zaman ve kelimeleri boş yere harcama, ikiside çok değerli.
35-Basınla konuşurken son sözün hep onlara ait olduğunu unutma.
36-Senden az yada çok parası olanlarla paran hakkında konuşma.
37-Her şeyi elde etmek için çok güç saffettiysen tadını çıkarmak için zaman ayır.
38-Birisinin kahramanı ol.
39-Neyi ve kimi desteklediğini insanlara söyle.
40-Sadece AŞK için evlen. -- yazarı bilinmiyor

3 Temmuz 2006 Pazartesi

CENNET-CEHENNEM & DOSTLUK...

Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği bir kazada birlikte ölmüşlerdi. Gökyüzüne çıktıktan sonra bembeyaz bulutların arasında dolaşmaya başladılar.. Adam çok susamıştı. Biraz su bulabilmek ümidiyle yürümeye devam ederken, birden kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular. Rengarenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış bir bahçe kapısı, ve onları karşılayan beyazlar içinde bir kadın. Adam köpeğiyle birlikte kadına yaklaştı ve sordu:
_"Affedersiniz... Burası neresi?"
_Kadın ona gülümsedi: "Burası Cennet, efendim"
_Adam bunun üzerine sevinçle "Harika...!!!" dedi
_"Peki bana biraz su verebilir misiniz? Gerçekten çok susadım"....
_Kadın cevap verdi: "Tabi efendim, içeri girin. İçeride dilediğiniz kadar su bulabilirsiniz....."
_ Böylece adam köpeğine döndü, "Hadi oğlum içeri giriyoruz" diyerek kapıya yürüdü...
_Ama kadın onu birden durdurdu: "Üzgünüm efendim, köpeğiniz sizinle gelemez. Hayvanları içeri almıyoruz..."
_Bunun üzerine adam bir an durdu.. Düşündü.. Ve geri dönüp köpeğiyle birlikte geldikleri yolun tam ters yönünde yürümeye koyuldular.... Bir süre geçtikten sonra kendilerini bu kez tozlu çamurlu bir yolda buldular, ve yolun sonunda karşılarına çiftlik girişini andıran bir kapıyla yırtık pırtık elbiseli bir dede çıktı.
_Adam sordu: "Affedersiniz. Bana biraz su verebilir misiniz??"
_Dede "İçeri gel" dedi.. "Kapıdan girdikten sonra sağ tarafta bir çeşme var..."
_Adam sordu: "Peki arkadaşım da benimle gelip oradan içebilir mi? "
_Dede " Tabii..."dedi.. "Çeşmenin yanında köpeğinin de su içebileceği bir kase bulacaksın... " Bunun üzerine adam kapıdan girdi... Biraz yürüdükten sonra sağ tarafta çeşmeyi buldu.. Adam çeşmeden, köpek de oracıktaki kaseden doya doya içerek susuzluklarını giderdiler....
_Derken adam geri giderek girişte bekleyen dedeye sordu: "Su için çok teşekkür ederim... Peki burası neresi..?"
_Dede "Burası cennet" dedi.
_Bunu duyan adam şaşırdı: "Ama nasıl olur..? Az önce burası gibi kırık dökük olmayan muhteşem bir yere gittik ve orasının da Cennet olduğunu söylediler..."
_Dede "şu rengarenk çiçeklerle süslü altın kapılı yer mi?" dedi... " Ama orası Cehennem.."
_Adam iyice şaşırmıştı: "Peki ama orası sizin adınızı kullanarak insanları kandırıyor diye hiç kızmıyor musunuz..??"
_Dede gülümsedi: "Kızmıyoruz.....Çünkü onlar kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakanları Cennet'ten uzak tutuyorlar...."
DOSTLARINIZI YARIYOLDA BIRAKMAYIN !!!

Beni yarıyolda bırakmayan, yeni çıktığım HERBALİFE yolunda da Maddi ve Manevi olarak yanımda olan tüm dostlarıma sonsuz TEŞEKKÜRLER !!!
İYİKİ VARSINIZ :)

27 Haziran 2006 Salı

TEŞUP' UN SEMBOLÜ - HATTUSAS

Çorum 'lu olupta oraya özgü bişileri mozaik e dökmemek ayıp olur dimi !?

Bende böyle düşündüm ve Almanya için tasarladım... Bayada bi yapıp gönderdim. Malum Çorum Hitit Medeniyetine başkentlik yapmış bir ilimiz... Hattuşaş... Caaanımm memleketim.. Hititlerin Fırtına tanrısı Teşup'un sembolü geyik figürünü döktüm taşlara...

Aslının boynuzları daha çoktu ben birazcık minimalize ettim.

Hatta minimal olarak düşünülmüş bi heykelciğinin resminden çıkardım demek daha doğru olur.
Arka fonda Afyon gri kullandım. Ama gri taşları kerpetenle kırıp eğim vererek,
şemsiye gibi dizerek zemine hareket kazandırdım... Geyik figüründe ise
0,5cm lik taşlar lullandım.

Kullandığım Doğal taş çeşitlerim; Noçe traverten, Sarı traverten, Beyaz traverten, Ege kahve, Afyon gri.
Bir dönem okul projesi olarak güneş kursunuda yapmıştım yani eti nin logosu. resmi yok ama tekrar yapacağım özel olarak. Ama sırada 12 Tanrı figürleri bekliyor...
Saygıdeğer fahri hemşehrimiz Mahfi Eğilmez 'e de bu konu açılınca yer vermemek olmaz ... İşte onun linkide burda :) .. Hititler konusunda muazzam araştırmaları var kendisinin.... Okumanızı tavsiye ederim...



23 Haziran 2006 Cuma

EN AZINDAN KAPALI MEKANLARDA !!!

Çilek Hanım'ın ilk geldiği dönemlerdi; sigarayı bırakmaya karar verdiğim zaman... Başaramadım :( . Ama çok uğraştım, hatta o dönem Afyon Belediyesi bi kampanya başlatmıştı sigarayı bırakmak için ve burda özel bi hastanede tütün uzmanı bir dr. bilem gelmişti. :) Çok şeker bir hanım, DR. Hafize Hn.... Kendisi TORAKS üyesi. Nikotin bantları, terapiler vs vs ... Neysem işte geçen gün mail atmış ve bir kampanya hakkında bilgi vermiş. Sigara kullandığım halde bende katıldım ve imza verdim bu kampanyaya... Sigara kullansamda araçlarda yolculuk esnasında sigara içme yasağına sevinen bir kişi olarak kapalı mekanlarda içilmesinede karşıyım... En azından düzgün bir şekilde birbirinden ayrılmalı ki belki bu sayede sigara içmekten bıkabiliriz bile...
İtalya'ya gittiğimde çok zorlanmıştım ve oldukça az içmiştim. Devamlı her canım istediğinde 5 dk da bir dışarı çıkmak can sıkıcı bir durum... Bırakmak için vesile işte hepimize :)
http://www.toraks.org.tr/imza_kampanyasi_form.php

21 Haziran 2006 Çarşamba

VEE FAVORİM CAN ATİLLA ...

CAN ATİLLA... New age'de Türk tınısı... Sanırım 1-1,5 sene önceydi trt fm de ilk kez duydum ve mest oldum... Akabinde albümlerini bulmaya başladım... En beğendiğim albümü sonuncusu oldu; CARİYELER VE GECELER... Mutlaka dinlemenizi isterim... Yorumlarınızı bekliyorum...








Photobucket - Video and Image Hosting


CARİYELER VE GECELER 5:12

HAMAMDA İLK GÖZYAŞLARI 5.41

MARA DESPİNA 6:53

ROZALİNA (GÜLFEM SULTAN) 4.36

İSTANBUL DA İLK GEZİNTİ 5.22

PEÇENİN ARDINDAKİ GÖZLER 5:57

ESİR PAZARI 5:50

TÜLLER , TENLER , NEFESLER 6:14

ROKSALAN ( HÜRREM SULTAN ) İÇİN TAKSİM 4:26

ANILAR , YAPRAKLAR , MEKTUPLAR 7:05

UZAKLARDAN BİR KIZ 3:41

19 Haziran 2006 Pazartesi

3 ÇOK ÖNEMLİ MESAJ !!!

MESAJ 1-
USA'dan 1 konteyner dolusu "tekerlekli sandalye" geldi ve talebe baglı olarak dagıtım yapılacak. Çevrenizde tekerlekli sandalye ihtiyacı olan ve temin şansı bulunmayan kişiler var ise LÜTFEN ACİLEN BİLDİRİN!Altunizade Kulübü olarak temin edip kendilerine ücretsiz olarak verilecektir..
Erol AYVACIKLI NGM Uluslararasi Tas.Tic.Ltd. Sti. Kosuyolu-Istanbul
Tel: 0216 326 41 66 Fax: 0216 326 33 53
E-posta: o.yigidim@mynet.com.tr

MESAJ 2-
TÜRKAN SABANCI isimli tam donanımlı bir okul var, görmeyen çocuklar için. Hatta aralarında zeka yönünden kusurlu ama eğitilebilir, Ancak görmeyen çok sayıda çocuk da var. İstenirse, yaz tatili bölümü de var. Ama öğrenci sayısı kapasitesinin altındaymış...
Yer: Üsküdar Tel: 0-216-310 49 12
Müdür: Feyzullah GULER

MESAJ 3 -
Veysel VARDAL Görme Engelliler İlköğretim Okulu.
Yer: Sarıyer Tel: 0-212-201 12 92 Müdür: Muzaffer TEN

Bu okullar öğrenci azlığından kapanma tehlikesi içinde. Oysa kimbilir, bu imkanlara muhtaç kaç çocuğumuz var çevremizde. Bize düşen görev, bu çocuklarımızı bulup bu imkanı onlara ulaştırmak.

FARKINDA OLMAK !!!

Gelen bir e-posta'dan alıntıdır
_"Farkında" olmalı insan. Kendisinin, hayatın olayların, gidişatın farkında olmalı.
_Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen.
_Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli.
_Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını, ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli. Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli. Henüz bebekken "Dünya benim!" dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu, ölürken de aynı avuçların "her şeyi bırakıp gidiyorum işte!" dercesine apaçık kaldığını fark etmeli.
_Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli.
_Baskın yeteneğini fark etmeli sonra.
_Azraillin her an sürpriz yapabileceğini, nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan ve ölmeden evvel ölebilmeli! Hayvanların yolda kaldırımda çöplükte ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini fark etmeli.
_Eşref-i mahlûkat (yaratılmışların en güzeli) olduğunu fark etmeli ve ona göre yaşamalı. Gülün hemen dibindeki dikeni dikenin hemen yanı başındaki gülü fark etmeli.
_Evinde 4 kedi 2 köpek beslediği halde çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını fark etmeli.
_Eşine "seni çok seviyorum!" demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü fark etmeli.
_Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli. Zenginliğin ve bereketin sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini fark etmeli.
_Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını 60-70 yıl sonra sigara yüzünden Azrail'e soba borusu gibi teslim etmenin emanete ihanet sayılacağını fark etmeli.
_63 yıllık ömründe hiç karnı doymayan bir peygamber'in inanları olarak aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini fark etmeli.

SEÇ BEĞEN AL BU KEDİCİKLERİN HEPSİ MUHTEŞEM

Akşamları yalnız kalması sorun olmayacak olsa ben alırdım onu fabrikaya :(... Evdede Çilek Hanımla anlaşma sorunu olursa üzülürüm.... Offf yazık ama yaa bu ilanla ilgilenen çıksa bari :(

Hediyelerim :D



pelisi,
iyi ki dogdun,dogdun da dostumuz oldun.Saglıklı ve mutlu yarınlara...sevgilerimizle
ece-ege-eko-hicos
(Ecem elleriyle hazırlamış ... )
Öptüm hepinizi....
Canımsınız !!!












Veee ... Erdil Baba.. Blogundaki kutlama mesajın için çok sağoool !!!
"Cilek hanimin bahcesinde ki kizima Blog'dan arzu ettigi her seye ulasmasi, Sihhat dolu nice seneler dilegi ile Dogum gününü kularim. "
Canımsınn.. Ellerinden öperim...
Seninde Babalar günün kutlu olsun !!!






Buda abisi Xprodoksit' ten :)
Çoook mersii ... 2 renkli gülleri hep sevmişimdir...
Cansın ....









Bu da benim bir süre önce siparişini verdiğim 1500 lük puzzle ım :) şans bu ya tam doğum günümde geldi... Kendi kendime hediye vermiş oldum :P Meleklerim... Daha büyüğünü istemiştim ama bulamadım .... Yatağımın başucuna asacağım bitince...
Aaa birde unutmamak lazım d.günümün güzelliği Zeynep'ciğimlede birebir tanışma şansımız oldu ... Günün anlam ve ehemniyetinden haberdar olmasalarda bana güzel bir hediye vermiş oldular ... :)


DOĞUM GÜNÜMÜ KUTLAYAN TÜM DOSTLARIMA SONSUUZZZ TEŞEKKÜRLERR :))
İYİKİ VARSINIZ !!!

17 Haziran 2006 Cumartesi

OLMALIMI , OLMAMALIMI ?!

Offf offf!!! Bugün tahmin edin ne olmuştur? Olmasamıymış acaba.... Son bir kaç senedir her gün keşke doğmasaydım diyorum... Ama soran olmamış işte :( ... Hayatın herşeye rağmen güzel olduğunu söylüyorlar , umarım bende bunu görür ,farkederim bir gün... Yaş oldu 28 ... Elde ne var; sadece işim... Ne üzücü... Ama bunada şükür sanırım...
Yaşadığım olayları düşündükçe şükrediyorum elbette... 4,5 ay yattığım yatakta yatıyor da olabilirdim hala... Yada diğer olasılıklarda gerçekleşmiş olabilirdi; %5 lik hayatta kalma ve sağlığıma kavuşma ihtimalinden başka...
Neysem burdayım işte :) vardır herhalde hayatta kalmamın bir amacı ,bir nedeni.... Bir gün bende sağlıklı bir ilişki , mutlu bir yuvaya sahip olurum inşallah...
Neysem işte 28 sene önce yoksa 29 mu :P aman işte yine bir cumartesi günü ; hiç beklemedikleri bir zamanda ( ki tüm aile büyükleri şehir dışındaymış ve sadece babanem varmı Çorum'da.sanırım tarih hesaplamasını yalnış yapmış bizimkiler :) ) 12 saatlik sancı sonunda doğmuşum. Öyle bişeyki dr um bile daha var diye tatile çıkmış. Rahmetli Başhekimimiz,aile dostumuz Kemal amca olmasaymış dr.suz ve ebesiz doğacakmışım :)). Zaten dr bulunamasaymış Kemal amca girecekmiş doğuma, Allah'tan girmemiş çünki ayık gezmezmiş .... işte sonundada saçtan görünmeyen topaç gibi Pelin kızımız doğmuş :)
Yazacak o kadar çok şey varki aslında içimde... Ama yazıpta iç karartmak ve sonrasındada Ece'den azar işitmek istemiyorum :P

Bu resimde ilk bayramımın sabahı çekilmiş, ilk fotoğrafım... Hiç olmazsa hep o yaşlarda kalsaymışım yaa :(
Sevgilerimle...

Çilek Hanım'ın İlk Fotoğrafları ...


Dün Çiğdem ablamız bize bir süpriz yaptı ve kızımın çekilen ilk fotoğraflarını gönderdi ...
Bu fotoğraf çekildiğinde sağ arka ayağı rahatsızmış ve yürürken zorlanıyormuş... bana geldiğindede yalpalıyordu... Kırık varmış ve kemik kaynarken sanırım problem olmuş :( .. Düzelmez demiş İstanbul'daki vet.i ama burdaki vet.imiz Zafer bey tavşan ayaklık gibi bişi oluştuğunu söyledi ve uzun ve ağır bi tedaviye başlayacaktık aşıları tamamlanınca.. Ama son aşısını olmaya gittiğimizde gelişme gösterdiğini gördü , oda hayrete düştü ve hepberaber sevindik tabii... Kendi yaptığı gerinme hareketleri ile birde eline gezirdiği çorap yastık gibi şeyleri ön patileriyle tutup arka patileriyle tekmeler gibi hareketler yapıyordu,meğer bu hareket tedavi etmiş... İçgüdüsel bişi :)) ... Şimdi kızım çok sağlıklı ayağındaki rahatsızlık incelenince yakından farkediliyor ama onun hareketlerini kesinlikle kısıtlamıyor... Hiç ihtimal vermediğimiz yerlere tırmanıp zıplıyor.. Canavar benim kızım ...

16 Haziran 2006 Cuma

Kaplan ve Domuzcuklar...



Enteresan :)...
Kaplan domuz yavrularına annelik yapıyor...
Üye olduğum ama ilgilenemediğim koşulsuz sevgi grubundan alıntıdır...

DUDAKLA BARDAK ARASI

(KOŞULSUZ-SEVGİ) GRUBUNDAN ALINTIDIR....

Eski Sisam krallarından Ancee adında bir zalim, yeni yaptırdığı bir bağa üzüm kütükleri diktiriyormuş. İşlerin bir an önce bitmesini sağlamak için de kölelerini hiç dinlenmeden çalıştırıyormuş. O zavallı kölelerden biri, birgün pek bitkin düştüğü için dayanamaz ve zalim krala: " Niçin bu kadar acele ediyorsunuz efendim? Siz bu bağın üzümlerinden yapılacak şarabı hiç bir zaman içemeyeceksinizki !.." deyivermiş. Kral biraz kızmışsa da sesini çıkarmamış. Nihayet gün gelip üzümler yetiştikten sonra, kral köleler de dâhil herkesin hemen toplanmasını emretmiş. Bir müddet sonra da o bağın üzümlerinden yapılmış şaraptan bir bardak getirilmesini emretmiş. Daha önce kehanet gösterisinde bulunan köleyi de huzuruna çağırtmış. Şarap bardağını eline alarak: " Söyle bakayım, benim bu şaraptan hiçbir zaman içemeyeceğimi tekrar iddia edebilir misin?" diye sormuş. Köle şöyle cevap vermiş: "Belli olmaz efendim.İçebileceğinizi söyleyemem. Çünkü dudak ile bardak arasındaki mesafe çok uzundur. O arada başınıza neler gelebileceğini de bilemem! Köle sözlerini bitirir bitirmez, içeri kralın adamlarından biri girmiş. Bir yaban domuzunun bahçeye girdiğini ve asmaları kırıp döktüğünü söylemiş. Kral elindeki bardaktan bir damla dahi içmeden hemen dışarı fırlamış. Bahçede domuzun bulunduğu yere koşmuş. Kral ve domuz arasında öldüresiye bir mücadele başlamış. Sonunda yaban domuzu mızrak gibi azı dişleriyle, Sisam kralının karnını yarıp ölümüne sebep olmuş. Kral bostanda, bardak masada kalmış...
Şu söz bu olayı güzel bir şekilde ifade ediyor:
"Nasip ise gelir Hint' tenYemen' den, Nasip değil ise ne gelir elden?"
Kalbinize yakın bulduklarınızı çantada keklik sanmayın.
Sıkıca asılın onlara tıpkı hayata asıldığınız gibi... Çünkü onlarsız hayat da anlamsızdır.. Hayatı çok hızlı koşmayın, nereden geldiğinizi ve nereye gittiğinizi unutmayın. Hayatın bir yarış değil, her saniyesinin tadı çıkarılması gereken güzel bir yolculuk olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Dün tarih oldu... Yarın bir sır... Bu günün kıymetini bilin.
Sevgiyle Kalın...

15 Haziran 2006 Perşembe

SOKAKTA AŞK ....



Onlar bilem aşkı yaşarken , ben....
Ama bu haksızlık değilmiii ... :(

Kiss - Because I'm a girl

Hani deriz ya ya hep "Aşk mı Sevmek mi?"

Sorarız kendimize ve de dostlarımıza bir türlü çıkamayız içinden , yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan sorusu gibi.. Eski türk filmi tadında güzel bir video ve arkasında müziğin evrenselliğini iliklerimize işleyen güzel bir müzik anlamasak da dilinden, içimizde hisssettiğimiz... Lütfen sabırlı olarak bu videoyu sonuna kadar izleyin ve tekrar sorun kendinize aşk mı sevmek mi ?

İzleyin.. Sonunu daha farklı hatırlıyorum sanki o kısmı kesmişler gibi...

Onu sonra yazacağım...


Biraz Türk filmi havasında eski bir video :) ....
Vardımıdır böyle aşklar sevgiler acaba ? ...

Benim pek inancım kalmadı bu konuda :(

Varsa hani nerde !!!

Hadi paylaşın düşüncelerinizi benimle,

Bekliyorum...

Işık & Sevgiyle...


14 Haziran 2006 Çarşamba

PROTESTO - TARİHİMİZE&MİLLİ DEĞERLERİMİZE SAYGI


AB UYUM YASALARI GEREĞİNCE DEVLET DAİRELERİNDEN VE OKULLARDAN ATATÜRK RESİMLERİNİN KALDIRILMASINI PROTESTO EDİYORUZ !!!



12 Haziran 2006 Pazartesi

ACİL YUVA - BRITISH SHORTHAIR

Ama bu kedişde çok şeker :( isteyen yokmu ....

BU KADAR KÜÇÜKMÜ BU İNSANLAR !!!

Merhaba, Bir arkadaşımız sabah bir poşet içinde gözleri açılmamış 6 kedi yavrusu bulmuş. İlk bakımları kitty milk ile yapılacak ama 6 sının birden bakımı olanaksız, evde bir de köpek var. Bu nedenle acil olarak süt anne aramaktayız. Pangaltı' da Metro durağına yakın oturuyor arkadaşımız. O civarda ya da degil emziren kedi bilenlerin beril.sozmen@itu.edu.tr adresinden Beril'e ulaşmalarını rica ederim. Maili ilgileneceğini düşündüğünüz gruplara ve kişilere de aktarımını yaparsanız seviniriz.
" Günaydın!
The Verve'in bir şarkısında geçer hani, "Like a cat in a bag, waiting to drown...", Batı Avrupa'da yavru kedilerle baş etmenin geleneksel yöntemi, hepsini bir torbaya doldurup suya atmak. Bizimkiler de AB uyum süreci içersinde benzer yöntemler geliştirmeye başlamış olacaklar ki, sabah Efe'yi gezdirirken ve çöp atacak yer ararken, köşeye bırakılmış bir çöp torbasına yöneldim, kendi çöpümü de onun içine atayım diye. Ama torbayı araladığımda içinde renk renk 6 tane yavru kedi buldum. Kedilerin gelişme süreçlerini pek iyi bilmediğimden, tam olarak kaç haftalık olduklarını kestiremiyorum, gözleri kapalı, ya da açılmak üzere diyelim. Geldiklerinden beri uyudukları icin anlayamadım. Çok küçükler daha. 2-3 hafta diye tahmin ediyorum.
Bir üstün insan bunları alıp siyah çöp torbasına doldurup sokakta bir köşeye bırakmış. Anneleri evin kedisidir herhalde, bunlar da geçecek ilk çöp kamyonuyla halledilecek birer küçük sorun.
Çok kızdığım bir yana, yedimizin de yardıma ihtiyacı var. Aranizdan birer ikişer tane alacak çıksa bile (ki Nilay gibi kedi düşünenler vardı diye hatırlıyorum ya da bahçesi olanlarınız da var) şu ilk aşamada, uyandıkları zaman emzirecek, popolarını yalayan anne kedi gerekecek bu altı veledi ne yapacagiz? Profesyonel bakım gerekir bunlara...
Demin gördüm, birinin göbek bağı duruyor daha.
İnsanların, evrimin sistem hatası olduğunu düşünen, çok kızgın...
Beril..."

9 Haziran 2006 Cuma

Juanes - La Camisa Negra


Abiside eklemiş ama bu muzik muhteşem ve çok severek dinlediğim için bende eklemek istedim...


Dinlemeden geçmeyin...

8 Haziran 2006 Perşembe

MOZAİK AYASOPHIA 2 - KALSEDON

Ayasophia 1 ile aynı model... Bu mozaik te sadece renkler farklı kombinasyonlarda kullandı.

Bu arada alttaki image fotoğrafında dekor olarak kullanılan doğal taş Kalsedon... Kalem ise Granit...
_ Kalsedon adını Kadıköy' den alır. Eski tarihlerde Kadıköy den çıkartılan bir doğal taş. Kadıköy'ün eski adı Kalsedoni imiş, banada Süs taşları dersimize giren hocam Osman Gazi Ünv. Maden Müh. Bölüm Başkanı Prof.Dr. Rıfat Bozkurt anlatmıştı.
_ Kalsedon dağdan çıkarıldığında masmavi dir. Güneş gördükçe rengi açılır. Koyu renklileri makbul ve değerlidir. Yarı Kıymetli Süs Taşıdır. Takılarda; özellikle gümüşle beraber ve dekorasyonda doğal haliyle veya minik heykelcikler olarak kullanılır...
_ Fotoğraftaki taşın içinde bir miktar su var. İlginç yanı ise suyun buharlaşmaması... Bu su incelense oluşumundaki zamanda ne tür bir yaşam var bunu anlatabileceğini söyledi uzmanlar... Ama patronum bu parçaya kıyıpta bir deneye vermeyi düşünmedi :) Aslına bakarsanız bende düşünmezdim...

MOZAİK AYASOPHIA 1



Bu mozaik çalışmasında eski yunan ve roma dönemi mozaik figürleri ile tezhip süsleme motifleri bir arada kullanılarak kompozisyon oluşturuldu... Çerçeve olarak kullanılan burgu motifi eski yunanlı ve roma dönemi mozaik sanatçılarının sürekli ve hemen hemen tüm mozaiklerinde kullandıkları bir motif olmuştur. Ben biraz daha geniş alıp burguları , içlerine papatyalar yerleştirdim.
Ebadı, 1*90*90 cm . Kullanılan taşlat 1*1cm . Yine eğim ve hareket kazandırmak gereken yerlerde kerpeten kullanarak taşları şekillendirildi. 3 günde 1 adet bu modelden yapmak mümkün, yani basit bir model. Ama hareketli bi taş dizimi olduğundan kırma işlemi baya oyalıyor ve zaman alıyor.
Kullanılan Taşlar;
Beyaz Traverten, Sarı Traverten, Noçe Traverten, Kırmızı Traverten, Afyon Beyaz, Ege Bordo, Akşehir Siyahı.